Konservatif diş tedavileri dişin ağız içinde çıplak gözle görülebilen ve dişlerin daha çok mine ve dentin kısımlarını ilgilendiren operatif tedavilerdir. Bu tedavilerde dişin çürük veya diğer nedenlerle harap olmuş kısımları, diş hekimliğinde kullanılan özel ileri teknoloji ürünü cihazlarla temizlenip uzaklaştırıldıktan sonra geriye kalan canlı ve sağlam dokular özel yalıtım maddeleri ile izole edilerek en son doğal dişin yapısını taklit edecek şekilde dolgu maddeleri ile restore edilerek işlem bitirilir. Daimi dolgu maddesi olarak bugüne kadar pek çok madde denenmiş ise de bugün en yaygın olarak amalgam(metalik) ve kompozit (beyaz)dolgular kullanılmaktadır.
Amalgam Dolgular (Metalik Dolgular)
Amalgam dolgular gümüş dolgular olarak da tanımlanır. Amalgam; gümüş, kalay ve bakır alaşımının, cıva ile karıştırılması ile elde edilir. Karışımın %45-50’sini oluşturan cıva, metalleri birbirine bağlayarak dayanıklı bir dolgu malzemesi yaratmış olur. Amalgam dolgular diş hekimliğinde 150 yıldan beri geliştirilerek halen sıklıkla kullanılmaktadır. Amalgam dolguların tercih edilmesinin en büyük nedenleri ise; zararsız, uzun ömürlü ve ucuz bir dolgu maddesi olmasıdır. Bunun yanı sıra uygulamasının kolay ve kısa zamanda yapılabilmesi da diğer avantajlarındandır.
Bununla birlikte amalgam dolguların civa gibi toksik maddeler içermesi ve estetik olmaması en büyük dezavantajlarıdır. Bugüne kadar yapılan birçok araştırmalarda amalgam dolgulardaki civanın zehirliliği konusunda herhangi bir görüş birliğine varılamamıştır. Birçok araştırmacı amalgam dolgulardan çigneme ve öğütme işlemi sonucunda açığa çıkan civa miktarının su hava ve besin maddeleri ile alınan miktardan çok daha az olduğunu belirtmektedir. Amalgamlar söküldüğünde civanın oluşturduğu düşünülen bazı hastalıkların iyileştiği iddia edildiği halde bilimsel olarak ispatlanamamıştır.
Kompozit Dolgular (Estetik Dolgular)
Kompozit dolgular, hazırlanmış kavitelere tabaka tabaka yerleştirilir ve her tabaka özel bir ışık ile sertleştirilir. Bu işlem bitince kompozit dolgular dişe göre şekillendirilir ve düzeltilir. Bütün bu işlemler amalgam dolgu işleminden daha uzun sürer. Son zamanlarda kompozit dolguların ağızda kalma süresi ve dayanıklılığı amalgamın ömrüne yakındır.
Kompozit dolguların en büyük avantajları estetik olmalarıdır. Ayrıca bu dolgular dişlere iyice bağlandığı için diş dokularını destekler, kırılmaları ve sıcaklık geçmesini engeller. Kompozitler, yalnızca çürükleri restore etmek için değil, dişlerin rengini ve biçimini değiştirerek kozmetik etkileri için de kullanılabilmektedirler. En önemli dezavantajı işlem sonrası duyarlılıkların olmasıdır. Dolguların renkleri, kahve, çay gibi boyayıcı yiyeceklerle de hafifçe değişebilmektedir.
Kompozitlerde de aynı seansta polisaj işlemi yapılabilmektedir. Ancak çok büyük restorasyonlar ya da çok diş için yapılan seri restorasyonlarda hastayı bir defa daha kontrole çağırıp varsa gerekli düzeltmeleri yapmak hem estetik hem fonksiyon açısından çok daha iyi olacaktır.
Bu materyallerle ön dişlerde çok büyük kayıplar restore edilebilmekte bu nedenle hastaların ısırmada dikkatli olmalarının bu restorasyonların ömrünü uzatacağının da anlatılması gerekmektedir. Özellikle ön yüzde yapılan uygulamalardan sonra ne kadar iyi polisaj yapılmış olsa da boyayabilen yiyecek ve içeceklerin dolguların renklerini değiştirebileceği yine hatırlatılmalıdır. Aşınma nedeni ile restore edilmiş dişlerde daha çok dikkat edilmesi gereken şey de hastaya çok sert olmayan diş fırçaları önermek ve fırçalama yöntemlerinde düzeltmeler yapabilmelerini sağlamaktır.
İnley- onley Dolgular
Porselen dolgular (porselen inley ya da onley) laboratuarda hazırlanan üstün estetik ve dayanıklılığa sahip dolgulardır. Kanal tedavisi, çürük ve travma gibi etkenlere bağlı olarak dişlerde oluşan madde kaybını, dişin sadece eksik olan kısımlarını tamamlayacak biçimde restore eden bir çeşit bölümlü porselen veya daha basit bir anlatımla laboratuvarda kuvvetlendirilmiş kompozit veya porselenden hazırlanmış bir çeşit dolgudur.
İnlay ve onlaylerde de aynı laminate veneerlerde olduğu gibi dişin sağlam kısmı doğal haliyle korunmaktadır. Özellikle estetik ve de konfor beklentisi yüksek olan hastaların arka bölgedeki dişlerinde, metalik ve koyu renk görünümlü amalgam restorasyonların yerine tercih edilmektedir. Ayrıca çok sayıda dolgu yapılması gerektiğinde, tek seansta yapılacak diş hazırlığı ve ölçü alma aşamasını takiben, laboratuvarda hazırlanan porselen dolgular ikinci seansta yerleştirilerek zamandan tasarruf sağlar. Aynı şekilde restorasyonların klasik dolgular gibi ağız içinde değil de laboratuvarda hazırlanması, mükemmel bir uyum sağlar. Tedavi ömrü çok uzundur. Dişle aynı sertlikte olan bu porselen dolgu, ısırma kuvvetlerinden oluşan kırılmaları önler ve dişin eskisi kadar sağlıklı olmasını sağlar. Diş renginde olduğu için dolgu çıplak gözle ayırt edilemeyecek kadar doğaldır.
Porselen dolgular çok fazla madde kaybı olan ve dişin tümden küçültülerek kuron uygulaması gerektiren durumlarda sağlıklı diş dokusunu korumak amaçlı geliştirilmiş bir dolgu yöntemidir. Daha estetik ve kullanışlı olduğundan amalgam dolguların yerine tercih edilmektedir.
Gözle ayırt edilemeyecek kadar doğal olan bu dolgularda, gelişen cila teknikleri ile zamanla oluşabilecek sigara…vb. boyayıcılara bağlı renklenmeler de önlenmektedir. Hasta adeta dişinde hiç dolgu yokmuş gibi uzun yıllar bu sağlıklı ve estetik dolgulu dişlerini kullanırlar.